Mardin ve Diyarbakır Gezisi (05-06-07 Ekim 2019)

Mardin zamanı geldi yine!
Mardin; geçmişten günümüze bir çok inancın ve kültürün izlerini taşıyor.
Mardin; 12.000 yıllık tarihi ile tam bir Açık Hava Müzesidir. Her metrekaresi buram buram tarih kokan Mardin; kuşaklar boyunca büyük bir kültürel mirası taşıyan ve sürdüren, bu özgün havasıyla her daim ilgi odağı olan farklı bir kenttir. Geçmişine bakıldığında zengin bir medeniyet listesiyle karşılaştığımız kentte; Hititler, Ermeniler, Urartular, İskitler, Medler, Persler, Makedonyalılar, Romalılar, Sasaniler, Bizanslılar, Asurlular, Aramiler, Abbasiler, Selçuklular, Artuklular, Eyyübiler, Moğollar, Akkoyunlular, Safeviler ve Osmanlılar egemenlik kurmuşlar.

Mardin; Güneydoğu’nun etnografik, arkeolojik, mimari tarihi ve görsel değerleri ile zamanın durduğu izlenimini veren  şiirsel kentlerinden biridir. Mardin’de farklı dini inanışlar paralelinde, sanatsal açıdan da tarihi değeri olan camiler, türbeler, kiliseler, manastır ve benzeri dini eserler bulunmaktadır. Mardin; Tarihi İpek Yolu güzergahında olup, 5 tarihi han ve kervansaray mevcuttur.

Mardin Gezimize, zamanı verimli kullanmak amacıyla Diyarbakır uçuşu ile gidiyoruz. Diyarbakır havaalanından çıkışta lezzeti ve çeşitliliği ile haklı bir üne sahip olan Diyarbakır kahvaltısı ile başlayacağız. Kahvaltı sonrasında da Diyarbakır’ın tarihi sokaklarında 3 saat kadar fotoğraf çekimi yapacağız. Çin Seddi’nden sonra dünyanın ikinci büyük uzunluktaki 9000 yıllık Diyarbakır surları, İslam tarihinin en eski camilerinden olduğuna inanılan Diyarbakır Ulu Camii, en önemli sivil mimari örneklerinden Cahit Sıtkı TARANCI’NIN doğduğu ev, 10 Gözlü köprü, Mardin Kapı ve Hevsel Bahçeleri fotoğraflayıp/ görmeyi planladığımız noktalardan bazıları.

Diyarbakır’dan öğle saatlerinde hareket ederek Mardin’e geçiyoruz. Çarşı içerisindeki yaşamı ve zanaatkarları fotoğraflayabilmek için cumartesi öğleden sonramızı  ve son günümüz olan pazartesiyi Mardin merkeze ayırdık. Mardin’de Zinciriye Medresesini, Ulu Camii ve Şehidiye Camilerini, Tarihi Postane Binasını, Bakırcılar Çarşısını, Gazipaşa İlköğretim Okulunu fotoğraflayacağız. Mardin Müzesini ziyaret edeceğiz. Geceleyin Mardin’i gerdanlık gibi saran Mardin Kalesini de fotoğrafladıktan sonra akşam yemeğimizi yiyerek otelimize geçeceğiz. Sabahları erken kalkarak gün doğumunda farklı güzellikler sunan tarihi yapıları ve Mezopotamya Ovasını, Abbaraları, Kasımiye Medresesini fotoğraflayıp  İsa’dan sonra 5. yüzyılda inşa edilen ve muhteşem mimarisi yanında Süryanilerin önemli merkezlerinden biri olan Deyrulzafaran Manastırına geçeceğiz.

2.Günümüze Dara Antik kenti ile başlayacağız. Tarihte Yukarı Mezopotamya‘nın en önemli yerleşim yerlerinden birisi olan Dara, Mezopotamyanın Efes’i olarak da tanımlanmaktadır. Üç farklı dinin ortak noktada buluştuğu devasa bir Nekropol’e sahip olmasından dolayı özellikle gezilmesi gereken bir kent Dara Antik Kenti.

Dara’dan sonra Midyat’a geçerek Süryani Kadim Cemaatinin ünlü ve büyük yapıtlarından, 397 yılında Mor Şmuel ve Mor Şemun tarafından kurulan Mor Gabriel Manastırını ziyaret edeceğiz. Sonrasında çok sayıda diziye mekan olan Midyat Konuk Evini ve taş işçiliği ile ünlü Midyat’ın tarihi sokaklarını geziyor, Tarihi Midyat Evlerinin arasından gümüş ve telkari satın alınabilecek çarşıda öğle yemeği ve alışveriş için serbest zaman veriyoruz.  Öğleden sonra ise 10.000 yıllık tarihi geçmişi Ilısu Barajına kurban edilen Hasankeyf’e geçiyoruz. Hasankeyf’te bazı tarihi yapıları taşındıkları yeni yerlerinde görmeye çalışacak ve tarihi yerleşim alanının son halini görüp fotoğraflayacağız. Zeynel Bey Türbesi, İmam Abdullah Türbesi, El Rızık Camisi, Sultan Süleyman Camisi, Tarihi Hasankeyf Köprüsü, Tarihi Hasankeyf Kalesi, Küçük Saray, Artuklu döneminde var olan Eski Darphane ve Mağara Evleri görüp fotoğraflamaya çalışıyoruz. Ve Mardin’deki otelimize dönüyoruz.

3. ve Son günümüzü de Mardin merkezde fotoğraf peşinde geçirerek akşam saatlerinde uçağımıza binmek üzere Diyarbakır’a geçmeyi planlıyoruz.

Geçmişten bu yana farklı dini inançlar ile gelenek ve göreneklerini çağdaş bir anlayış içinde sürdürmekte olan Mardin, bu çeşitliliğin bir yansıması olarak el sanatlarının da beşiği olmuştur. Çanak çömlek, demircilik, bakırcılık, kalaycılık, kuyumculuk, gümüşçülük (telkâri), iğne oyası, Midyat el nakışı, tohum iğnesi, yorgancılık, oyacılık, boyacılık (sibbeğ), dericilik (debbağ), sabunculuk, dokumacılık, şalüşapik (özel bir kumaş dokumasıdır), kilimcilik, halıcılık (yün ve ipek), semercilik, keçecilik, tahta oymacılığı (kakmacılık), sedef işlemeciliği, halburculuk (gürgen ağacı işlemeciliği) ve taş oymacılığı gibi yöreye has el sanatları eski çağlardan beri yapılmaktadır. Tarihi sokaklarda gezerken bazı zanaatkarları da fotoğraflama fırsatı bulacağız.

Mardin’ e gelip Mırra ve Süryani Şarabı içmeden; badem şekeri, leblebi, ceviz sucuğu tatmadan, Telkariden gümüş işleme almadan dönülmez.

Lotus Sanat’ın kurulduğu 2008 yılından bu yana, başkalarının gezilerini kopyalayıp izleyen değil, yeni rotalarda ve keşiflerde benzersiz fotoğrafların peşinde olduk. Sıradanın dışına çıkarak, çoğu grubun bizden öğrenip tekrar ettiği yerler yerine bizimle yeni rotalarda, doğru zamanda fotoğraf çalışmak isterseniz, fotoğraf gezilerimize bekleriz.

Bizimle fotoğraf gezilerine gelenler iyi biliyor: biz turistik amaçlı gezmiyoruz, tur düzenlemiyoruz, fotoğraf amaçlı olarak yolculuğa çıkıyoruz ve uygulamalı fotoğraf atölyesi (workshop) yürütüyoruz. Samimi ve dost canlısı fotoğraf gönüllüsü gruplarımızla; her an destek alıp, sorularınıza yanıt alabileceğiniz eğitmenlerimizle fotoğraf gezisine çıkmanın güven, huzur ve keyfini yaşamak isterseniz bize katılmanızı bekleriz.

• Ön kayıt için son tarih: 29 Temmuz 2019, Pazartesi, saat 24:00
• Maliyetlerin ve kayıtların  kesinleştirilmesi, kapora ödeme: 05 Ağustos 2019, Pazartesi

Ön Kayıt için : WhatsApp Gurubumuza katılmak için bize (0 532 446 68 72) yazınız.

• MARDİN Tanıtımı
• DİYARBAKIR Tanıtımı